A ltın ve gümüş sikkelerin birlikte kullanıldığı zamanlarda insanlar altın olanı saklamış, gümüş olanı harcamış. Neden? Çünkü insanların değerli olanı elde tutması, değersiz olanı ise elden çıkarması oldukça rasyonel bir davranış. İşte rasyonel olan bu davranışı, 16.yy’da İ ngiltere'de Kraliçe I. Elizabeth'in mali danışmanı olan Sir Thomas Gresham, “kötü para, iyi parayı kovar” ifadesiyle ekonomik bir yasaya dönüştürmüştür. Gresham yasası, yazılı (nominal) değerleri a ynı fakat külçe değerleri farklı iki paradan, külçe değeri yüksek olan paranın piyasadan (dolaşımdan) çekilmesidir. Nominal değer ve külçe değeri ne demektir? Örneğin bir madeni paranın üzerinde “5 TL” yazıyorsa bu onun nominal değeridir. Külçe değeri ise paranın yapıldığı metalin (altın, gümüş, bakır, nikel vs.) piyasa değeridir. Yani parayı eritip sadece metal olarak sattığınızda elde edeceğiniz değerdir. Örneğin elinizde iki adet 5 TL’lik madeni para var. Biri gümüşten, diğeri nikelden yapılmış olsun. İki...
Görmek, görme organı ile merkezi sinir sistemi arasında kurulan elektriksel bağın sonucudur. Duyularımızdandır. Başınızı çevirdiğiniz her yönde görme işi, istem dışıdır. Gören olmak için sağlıklı iki göze ve başınızı sağa sola, öne arkaya çevirmeniz yeterlidir. Bakmak, bilinç ile duyular arasında kurulan entelektüel bir bağın sonucudur. Görme işlevinin ötesinde bilişsel ve istemli bir eylemdir. Bakmak; düşünmektir, araştırmaktır, sorgulamaktır. Bakmak özgürleşebilmektir. Ve Kant, Prolegomena isimli eserinde der ki anlama yetisi görmez, yalnızca düşünür. Çünkü duyular aracılığıyla oluşan görüden, görünüşten nesnel bir yargıya varmak sadece anlama yetisinin işidir. Şimdi sormak isterim size: bakan mı gören mi olmak istersiniz? Oysa görenlere değil kelimenin tam manasıyla bizim bakanlara ihtiyacımız vardır. *** Tılsımlı sözcüklerden oluşan söylemler, ancak seni, beni dinleyeni mutlu eder. Bu söylemlerin, aforizmaların uyutmak için söylenen yumuşak tonlu ninnilerden farkı yo...