A ltın ve gümüş sikkelerin birlikte kullanıldığı zamanlarda insanlar altın olanı saklamış, gümüş olanı harcamış. Neden? Çünkü insanların değerli olanı elde tutması, değersiz olanı ise elden çıkarması oldukça rasyonel bir davranış. İşte rasyonel olan bu davranışı, 16.yy’da İ ngiltere'de Kraliçe I. Elizabeth'in mali danışmanı olan Sir Thomas Gresham, “kötü para, iyi parayı kovar” ifadesiyle ekonomik bir yasaya dönüştürmüştür. Gresham yasası, yazılı (nominal) değerleri a ynı fakat külçe değerleri farklı iki paradan, külçe değeri yüksek olan paranın piyasadan (dolaşımdan) çekilmesidir. Nominal değer ve külçe değeri ne demektir? Örneğin bir madeni paranın üzerinde “5 TL” yazıyorsa bu onun nominal değeridir. Külçe değeri ise paranın yapıldığı metalin (altın, gümüş, bakır, nikel vs.) piyasa değeridir. Yani parayı eritip sadece metal olarak sattığınızda elde edeceğiniz değerdir. Örneğin elinizde iki adet 5 TL’lik madeni para var. Biri gümüşten, diğeri nikelden yapılmış olsun. İki...
Bu yazının
yazılma amacı, araştıran, sorgulayan ve çözümleyici bir duruş sergileyen ya da
sergileyeme cesaret edemeyen bireylerin kanatlarını daha güçlü çırpabilmelerine
vesile olabilmektir. Görülen o ki kalıplaşmış
önyargılar, bilgisizliğin gösterişli teşhiri, temellendirilmemiş bilgilere olan
bağlılık ve otoriteye teslimiyet davranışlarımıza, düşüncelerimize yahut
kavrayışımıza fazlasıyla etki etmektedir. Niyetim, okuyucuya aç gözlerini, bak
yüreğine demektir. Şimdi tüm bildiklerimizi unutalım ve masamıza “araştırma”
sözcüğünü yatıralım.
Türk Dil
Kurumunun (TDK) güncel Türkçe sözlüğüne bakalım, araştırma sözcüğü ne demekmiş? Araştırma
sözcüğünün ilk ve yaygın anlamı araştırmak
işi, araştırı, istikşaf, taharri, tetkiktir. İkinci bir anlamı daha var o da, bilim ve sanatla
ilgili olarak yapılan yöntemli çalışma, araştırıdır.
Güncel sözlükle yetinmeyelim. Araştırma sözcüğünü bir de terim olarak ele alalım ve TDK’nin
terimler sözlüğüne bakalım. Araştırma sözcüğü bir terim olarak düşünüldüğünde
anlamı, mahiyeti kısmen günlük ve yaygın anlamından farklılaşmaktadır.
Araştırma “bir gerçeği ortaya çıkarmak, bir sorunu çözümlemek ve
eldeki verileri arttırmak için bilimsel yöntem ve tekniklerden yararlanılarak
yapılan düzenli çalışma”olarak
terimleşmektedir. Şu kadarcık anlam bilgisi ile araştırma sözcüğü için araştırmanın
bir eylem olduğunu ve bu eylemin bir
yöntemi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Araştırma sözcüğünü şayet kavramlaştırmak icap ederse bir araştırma işinin dizgesel bir süreci içinde
barındırdığını rahatlıkla ifade edebilirim.
Araştırma
eylemi, soru sormayla başlar ve sorulara verilen olası cevaplarla (hipotez
kurma), bu cevapların sınanması için verilerin toplanmasıyla, toplanan
verilerin çözümlenmesiyle, bulguların yansız bir biçimde beyan edilmesiyle,
sınama sonuçlarına dayalı çıkarımlarda, önerilerde bulunulmasıyla dizgeselleşmiştir
artık. İlaveten yapılan bir araştırma sürecinin yazılı beyan edilmesi bu
sürecin raporlanmasıdır. Ne zaman ki bir araştırma
raporlanır, o zaman bilimsel bir araştırma niteliğine evrilir. Neden? Çünkü yapılan bir araştırma, süreci ile birlikte sonuçlarının yazılması,
araştırmaya bir “eser” niteliği
kazandırır. Eserin bir başka deyişle raporlanmış bir araştırmanın alandaki
meslektaşlarla paylaşılması o eserin aynı zamanda doğrulanabilir veya
yanlışlanabilir olabileceğinin açık bir göstergesidir. Şimdi düşünelim. Araştırma sürecinin dizgeli
bir biçimde yapılması ve yazılması, o araştırmaya “bilimsel araştırma” sıfatını
kazandırır mı? Eğer cevabımız evetse yapılan araştırmanın yazılması araştırmayı
eserleştirir söylemiyle eş değer tutabiliriz. Öyleyse bir bilimsel araştırma,
aynı zamanda bir tezdir, o tez de eserdir. Peki, ülkemizde yapılan doktora
tezlerine (adlarına/başlıklarına) bir göz atalım mı? Unutmayalım, doktora tezi
demek ilgili alanın
felsefesini yapabilmek
demektir. Öyle midir sizce? Doktora tez adlarındaki kısırlığa, kullanılan
sözcüklerin sığlığına dair delilleri ben sunayım ilgili alanın felsefesinin
yapılıp yapılmadığına sizler karar verin. O halde cüret ediyorum. İzahata
başlıyorum. Deniyorum.
Doktora
tezlerinin sadece adlarını mevzu ediniyorum. Bilimdeki sığlığı, kullandığımız
sözcüklerin kıtlığını, tekrarlayan sözcüklerle kısırlığımızı göstermek
istiyorum. Pek çok tezin adında derinlik yok, özgünlük yok. Kıt sözcüklerle
alanın felsefesi yapılabilir mi? PhD yazması üç harf ama mahiyeti çok daha
derin. Şimdi anlatmak istediklerime başlayayım.
Yükseköğretim
kurumunun tez arama bağlantısından detaylı bir arama yapıyorum. Arama
ölçütlerim: 2017 yılı içinde Eğitim Bilimleri Enstitülerinde eğitim-öğretim
konu alanında (alanım eğitim bilimleri olduğu için tercihim bu yönde olmuştur),
Türkçe dilinde, Sosyal grubunda, durumu onaylanmış doktora tezleridir. Bu
ölçütler aynı zamanda savımın sınırlarıdır.
Savımın inceleme alanı ise tezlerin adlarındaki
sözcüklerdir. Belirlediğim ölçütlere göre 409 adet tez listelenmiştir. Bu tezlerin içeriklerini, yöntemlerini, bulgularını, sonuçlarını bir kez olsun
okumadan tezlerin bütününe ilişkin bir “nitelik” etiketlemesinde bulunmadığımı özellikle
altını çizerek belirtmek isterim.
Şekil 1: YÖK Tez arama uygulamasında
detaylı arama ölçütleri
Sadece 2017
yılında ilgili ölçütlere göre 409 adet tez listelenmiştir. İnceleme konum:
tezlerin adı. Sözcük analizi yapıyorum. Tezlerin adlarında özellikle aradığım
sözcükler var. Bu sözcüklerin tez adlarında geçip geçmediğine bakıyorum. Savımı temellendirme dayanağımsa söz konusu olan bir tez, aynı
zamanda bilimsel bir araştırma ise araştırma kavramının hem tanımı hem de
eylemin doğası gereği incelemeyi, karşılaştırmayı,
uygulamayı, değerlendirmeyi, çözümlemeyi, örneklem üzerinde çalışmayı, belli
bir yöntemi sınamayı, belli bir kuramı test etmeyi içinde barındırdığıdır.
O nedenle bir araştırmanın/tezin adında bu sözcükleri kullanmaya gerek olmadığıdır.
Kısır sözcükler
havuzunda birbirini tekrar eden araştırma adlarıyla özgünlük ve özgürlük
derinliğimiz sizce ne derecedir? Listelenen 409 tezin adında izah ettiğim
gerekçelerle belirlediğim sözcüklerin sıklıkları çıkarılmış ve sonuçları Tablo
1’de gösterilmiştir.
Tablo 1:
Araştırma sürecini çağrıştıran sözcüklerin gözlenme sıklıkları
Sözcükler
|
Sıklık
|
Toplam tez sayısına oranı
|
İnceleme/incelenmesi
|
102
|
25%
|
Araştırma/araştırması/araştırılması
|
17
|
4%
|
Çözümleme/çözümlenmesi
|
4
|
1%
|
Karşılaştırma/karşılaştırılması
|
22
|
5%
|
Değerlendirilmesi
|
24
|
6%
|
(durum/kuram/yöntem/uyarlama/geliştirme)
çalışması
|
10
|
2%
|
bir uygulama
|
3
|
1%
|
Toplam
|
182
|
44%
|
Tablo bize
şunu haykırıyor. 2017 yılında eğitim-öğretim konu alanında yapılan doktora
tezlerinin %44’ünde araştırmanın kavramsal bağlamında araştırma eylemini çağrıştıran,
araştırma sürecini betimleyen inceleme, çözümleme, karşılaştırma,
değerlendirme, uygulama sözcükleri en az bir kez kullanılarak araştırmalara/tezlere
ad verildiği gözlenmiştir. Bunları da alt alta koyduğunuzda ne kadar dar bir
alanda gezindiğimizi anlayabilirsiniz.
Bakın
taramasını yaptığım tezlerin konu alanı: eğitim ve öğretim. Eğitim sistemimizde
istediğimiz sıçramayı neden yapamadığımız açık değil midir?
Şimdi siz
bana kişisel yargılarıma dayanarak araştırma kavramına inceleme, çözümleme,
karşılaştırma, değerlendirme, uygulama sözcüklerini yüklediğimi söyleyebilirsiniz.
Araştırma deyince bu sözcüklerin akla geldiğini, araştırma sözcüğünün belirttiğim
sözcükleri çağrıştırdığını nereden çıkardığımı sorabilirsiniz. Çok haklısınız.
O halde buyurunuz mini anketimin sonuçlarına... Sosyal medyadan eşime dostuma, çavuşuma,
arkadaşlarıma, meslektaşlarıma, üyesi olduğum grupların üyelerine sordum:
"Doktora tezi" ifadesi size hangi sözcükleri çağrıştırmaktadır?
Seçeneklere 409 tezde sıklığını belirlediğim sözcükleri ve bu sözcüklerle
ilişkisi olmayan sözcükleri yerleştirdim. Amacım, bilimsel bir araştırma
niteliği taşıyan “doktora tezi” ifadesinin bireylere çağrıştırdığı sözcüklerin,
benim gerekçesini ifade ettiğim duruma kanıt oluşturduğunun sağlamasını
yapmaktır.
Şekil 1:
Mini anketin ekran görüntüsü
Mini
anketimize katılan 282 kişiye göre “Doktora tezi” ifadesi bakın hangi
sözcükleri çağrıştırmış. Kaç kişi hangi sözcükleri seçmiş? Gözleriniz tablo
2’de olsun lütfen.
Tablo 2:
Doktora tezi ifadesini çağrıştıran sözcüklerin seçilme sıklıkları
Sözcükler
|
Sıklık
|
Toplam katılımcı sayısına oranı
|
Araba kullanma
|
9
|
3%
|
Araştırma
|
235
|
83%
|
AVM'de alışveriş
|
5
|
2%
|
Çözümleme
|
186
|
66%
|
Değerlendirme
|
184
|
65%
|
Ispanak yemeği
|
3
|
1%
|
İnceleme
|
202
|
72%
|
Karşılaştırma
|
169
|
60%
|
Maç izleme
|
1
|
0%
|
Oyun oynama
|
9
|
3%
|
Parkta gezinti
|
4
|
1%
|
Uygulama
|
168
|
60%
|
Yöntem/geliştirme çalışması
|
220
|
78%
|
Tabloya göre
doktora tezi ifadesi katılımcıların %83’üne araştırma; katılımcıların %78’inine,
yöntem/geliştirme çalışması; %72’sine inceleme; %66’sına çözümleme; %65’ine
değerlendirme; %60’ına karşılaştırma ve uygulama sözcüklerini çağrıştırmış. Bu
demektir ki doktora
tezi, araştırma sürecini
çağrıştıran sözcükleri akla getirmektedir. Benim için değil pek çok kişi için
doktora tezinin akla getirdiği, çağrıştırdığı sözcükler aynı. Benim gibi pek çok kişi için araştırma demek
inceleme yapmak demek, değerlendirme yapmak demek, karşılaştırma yapmak demek,
uygulama yapmak demek. İşte bu noktada kanatlarımızı
açalım ve yükselelim. Anladığımızı bu defa anlamlandıralım. Yaptığımız
araştırmaların adlarını koyarken bir kez daha düşünelim. Çaba gösterdiğimiz, zaman ayırdığımız araştırmaların
(tez) adlarında tekrarlamalar değil zenginlik, aynılık değil özgünlük, basitlik
değil derinlik olmasını hak etmez mi?
Bir
araştırma tanımı ve eylemi gereği araştırma sürecini betimleyen inceleme,
çözümleme, karşılaştırma, değerlendirme, uygulama ve benzeri sözcüklerin mânâlarını
da içinde barındırdığı artık çok açık. Araştırma eyleminin kendisini çağrıştıran
sözcükleri, tezin adında yinelemeye gerek var mıdır? Bu sebepledir ki “tez
adlarında” gereksiz yere uzatılan ve sürecin kendisini ifade eden …üzerine bir inceleme, üzerine bir araştırma, üzerine bir
karşılaştırma, detaylı bir inceleme, bir uygulama, ampirik bir çalışma vb
sözcüklerin kullanılmasına gerek yoktur, derim. Şimdi savımı tekrar düşünmek
istemez misiniz?
____________________________________________________________
Not: Bu yazı
kendime yazılmış bir yazıdır aynı zamanda. Kendi çalışmalarıma yapılmış bir
özeleştiridir. Hatalarım üzerine hiç
düşünmemiş olsaydım emin olun bu yazı benden çıkmazdı.
___________________________________________________________________________

