A ltın ve gümüş sikkelerin birlikte kullanıldığı zamanlarda insanlar altın olanı saklamış, gümüş olanı harcamış. Neden? Çünkü insanların değerli olanı elde tutması, değersiz olanı ise elden çıkarması oldukça rasyonel bir davranış. İşte rasyonel olan bu davranışı, 16.yy’da İ ngiltere'de Kraliçe I. Elizabeth'in mali danışmanı olan Sir Thomas Gresham, “kötü para, iyi parayı kovar” ifadesiyle ekonomik bir yasaya dönüştürmüştür. Gresham yasası, yazılı (nominal) değerleri a ynı fakat külçe değerleri farklı iki paradan, külçe değeri yüksek olan paranın piyasadan (dolaşımdan) çekilmesidir. Nominal değer ve külçe değeri ne demektir? Örneğin bir madeni paranın üzerinde “5 TL” yazıyorsa bu onun nominal değeridir. Külçe değeri ise paranın yapıldığı metalin (altın, gümüş, bakır, nikel vs.) piyasa değeridir. Yani parayı eritip sadece metal olarak sattığınızda elde edeceğiniz değerdir. Örneğin elinizde iki adet 5 TL’lik madeni para var. Biri gümüşten, diğeri nikelden yapılmış olsun. İki...
Sorularım var. İnsanlar ne kadar
samimidir? İnsanlar, yasalara, kurallara ne derece uymaktadırlar? İnsanlar, kurallara
saygı duyup gereğini yapmaktalar mı? Gelin, cevabı siz verin.
Olay yeri, arabalar, ağaçlar
tamamen gerçektir. Tarih 10 Eylül 2017. Batıkent Hüseyin Tek Parkı. Bu park,
yalnızca itfaiye ve ambulans araçlarına açık olup 'normal şartlarda herkesin okuduğunu anladığı ortamlarda' araç trafiğine kapalı bir
alandır. Parkın girişinde, trafik uyarı işaretleri mevcut olup parkın iki ucuna taştan bloklar konmuştur. Aslında trafik uyarı işaretini gören medeni insanlar için taştan bloklara dahi gereksinim duyulmaz ama bizde trafik uyarı işaretlerine rağmen ve hatta parkın tam karşısında açık otopark bulunmasına rağmen kural tanımayanlarımız yüzünden taştan bloklarla otomobil girişlerine engel olunmaya çalışılmaktadır. Parka çıkan ara sokaklardan parkın içine girip park etmeye hevesli mahalle sakinlerimiz yok mu, tabi ki var. Fotoğrafta gördüğünüz
gibi yeşil alan olan park, otopark olmuştur. Kim tarafından? Tabi ki, mahalle sakinleri tarafından. Araç sahiplerine, bu parktan gelip geçen ve tek söz
söylemeyen, birbirini uyarmayan insanlara şimdi sormak isterim. Suriyeli
mülteci çocuğun ölü bedeni Bodrum sahillerine vurduğunda üzüldünüz mü? Çok
üzüldünüz. Cumhurbaşkanı, AYM kararına saygı duymuyorum dediğinde eleştirdiniz
mi? Eleştirdiniz. Oğuz Atay'ın dediği gibi "sürekli başkalarının kötülüğünden söz ederek kendinizi iyi kılamazsınız". Ne mi demek istiyorum?
Şahsi araç girişinin
yasak olduğu sadece ambulans ve itfaiye araçlarına açık olan bu yeşil alana yani parka, otomobilinizle hem giriyor hem de evinizin önüne park ediyorsunuz ya çok küstahsınız. Canlarımızın, çocuklarımızın bisiklet sürüp top koşturduğu alana
otomobilinizle girip çıkmanız Bodrum sahillerine vuran çocuğa üzülme duyarlılığına
dahi sahip olmadığınızın açık belgesi, değildir de nedir? Değilsiniz samimi. Değiliz samimi. Sosyal medyalarda çok cesuruz, çok dürüstüz ancak günlük yaşantımızda hiç öyle değiliz. Alın size, ayna tutuyorum.
Vicdanınızın sesi, eylemlerinizi
yönetmiyorsa ortada bir sorun var demektir, arkadaşım. Kurallara uymayanları, kararlara
saygı duymayanları şiddetle eleştirmek yerine azıcık da kendimizi eleştirsek. Ne dersiniz?
