Ana içeriğe atla

Toplumsal bir iz düşüm olarak Gresham Yasası!

A ltın ve gümüş sikkelerin birlikte kullanıldığı zamanlarda insanlar altın olanı saklamış, gümüş olanı harcamış. Neden? Çünkü insanların değerli olanı elde tutması, değersiz olanı ise elden çıkarması oldukça rasyonel bir davranış.  İşte rasyonel olan bu davranışı, 16.yy’da İ ngiltere'de Kraliçe I. Elizabeth'in mali danışmanı olan Sir Thomas Gresham,   “kötü para, iyi parayı kovar” ifadesiyle ekonomik bir yasaya dönüştürmüştür. Gresham yasası, yazılı (nominal) değerleri a ynı fakat külçe değerleri farklı iki paradan, külçe değeri yüksek olan paranın piyasadan (dolaşımdan) çekilmesidir. Nominal değer ve külçe değeri ne demektir? Örneğin bir madeni paranın üzerinde “5 TL” yazıyorsa bu onun nominal değeridir. Külçe değeri ise paranın yapıldığı metalin (altın, gümüş, bakır, nikel vs.) piyasa değeridir. Yani parayı eritip sadece metal olarak sattığınızda elde edeceğiniz değerdir. Örneğin elinizde iki adet 5 TL’lik madeni para var. Biri gümüşten, diğeri nikelden yapılmış olsun. İki...

Ah “öngörülebilirlik!” Makamlarında oturan yetkililer, seni ne zaman terk ettiler bilemiyorum.

Devletimin kamu görevlileri, yetkili makamları yurttaşlarına şeffaf ve hesapverebilir hizmetler sağlamalıdır. Ben yaptım “oldubitti” anlayışı terk edilmeli. Ben yazayım, siz okuyun en iyisi.
2018 yılında çocuğumun gittiği devlet okulunun yanında bir inşaat yükselmeye başladı. Yükselen okul inşaatının valilikçe ilan edilen tabelasında “Haydar Aliyev İlkokulu”  inşaatı olduğu bilgisi verilmişti. Akıl sesim: İyi hoş da aynı bahçenin içinde iki tane ilkokula ne gerek vardı?
Bahçede velilerle konuşuyoruz, keşke şu okul ilkokul değil de ortaokul olsa. Neden? Çünkü Afşin Bey ilkokulunun alım bölgesindeki çocuklar daha uzak bir ortaokula gidiyorlar? Tamam, her mahallede her tür seviyede okul olamaz? Böyle bir talebi dile getirecek kadar da mantıksız değilim zaten. Aynı bahçede iki ilkokul binası bulunması saçmalığındayım. Bunun üzerine ilçe milli eğitim şube müdürüne ilkin telefonla ulaşamayınca uzunca yazılı bir mesaj gönderdim. Yazılı mesajımın üzerine ilçe şube müdürü ile telefonla da görüştüm. Anlattım. İstiyorum ki karar vericiler karar vermemiş ise dinleyip de karar versinler.[Ben de kim oluyorsam!] Telefon görüşmemin samimiyetine güvenemediğim için Afşinbey ilkokulunun yanında başlayan okul inşaatının ortaokul olarak faaliyete geçmesi arzusunu dile getiren 100 veliden imzalı dilekçe topladım. Dilekçeleri bizzat 09.05.2018 tarihinde ilçe milli eğitime bıraktım. Bu yetmez dedim, iki veli ile aynı binadaki ilçe kaymakamlığına da gittim. Bizzat kaymakama da anlattım durumu ya da kime anlattıysam artık?
İlçe milli eğitime bizzat ulaştırdığım ve evrak kaydını da yaptırdığım 100 velili dilekçeme ilçe milli eğitimden bir cevap gelir. Bu cevap, bana ilkin telefonda tebliğ edildi. Ben yazılı almak istediğimi belirtim ve aynı gün ilçe MEM’e gittim. Cevabı elden teslim aldım. Yetkili makam tarafından verilen cevap metni şu şekilde: ilgi dilekçe ile AfşinBey ilkokulu bahçesinde yapılan okul ile ilgili olarak okulun ilkokul değil ortaokul olarak yapılması talebiniz ile ilgili olarak; okul bahçesinde yapılan okul Valililiğimizce Haydar Aliyev Ortaokulu (32 derslikli) olarak planlanmıştır. 
            Ara not: İlgili bodrum+zemin+5 katlı yeni bina Haydar Aliyev adıyla değil Afşin Bey adıyla üstelik        Ortaokul olarak değil ilkokul olarak hizmete açılmıştır. Tutarsızlıktır, bunun adı.
2018-2019 eğitim öğretim yılının Eylül ayında okullar açıldı. Afşinbeyin ilkokul bahçesinde veliler arasında yandaki okulun imam hatip olacağı, ilkokul olacağına dair laflar dönüyor. Ben lafa inanmam. Doğrudan muhatabım ilçe mem’i aradım. Telefona çıkan memura Afşinbeyin yanında yapılan okul inşaatının ne olduğunu sordum ve hatta Eylül-Mayıs 2019 döneminde ara ara üç kez bizzat arayarak telefonla yine sordum, yine sordum. Her seferinde aldığım cevap ortaokul olarak inşaatın devam ettiği yönünde idi.
2019 Mart ayındayız. İçimde beni kemiren bir kurt. Durdurmuyor beni. Emin olmak istiyorum.  15.03.2019 tarihinde Cimer üzerinden bir başvuru yapıyorum.
İyi günler, 
Yenimahalle Batıkent'te bulunan Afşin Bey ilkokulunun yanında inşaatı başlayan ve tamamlanmak üzere olan Haydar Aliyev isimli okulun faaliyet türü hakkında kesin ve net bir bilgi alabilir miyim? İlkokul, ortaokul, imam hatip ortaokulu. Veliler arasında çok fazla bilgi kirliliği bulunmaktadır. Hangi türde faaliyete geçecektir? Ayırdığınız vakit ve vereceğiniz cevap için şimdiden çok teşekkür ederim.
1900687052 nolu başvuruma 20.03.2019 tarihinde verilen cevap aşağıdadır.
Müdürlüğümüz CİMER İletişim Büromuza gelen başvuru yazınızın içeriği incelenmiş olup, Başvurunun içeriğinde bahsi geçen konular hakkında İlgili bölümümüz olan İnşaat Şube müdürlüğü ile görüşülmüş bilgi alınmıştır. Alınan Bilgide; Yatırım planlarında Haydar Aliyev Ortaokulu olarak inşaatın devam ettiği bilgisi tarafımıza iletilmiştir. Bilgilerinize sunulur.
Dikkat ediniz, Mart ayında Ortaokul olarak inşaatın devam ettiği bilgisi veriliyor. 
2019 Nisan ayındayız. Ortaokul olarak planlanan okulun inşaatı bitti bitecek. Afşinbey ilkokulunun bahçesinde velilerden uğultu yükseliyor yine. “Kesin bilgi: ilkokul olarak açılacakmış-mış.” İyi de geçen Mayıs ayında dilekçelerimize verilen yazılı cevapta ve Mart ayında Cimer üzerinden bizzat yaptığım başvuruya verilen cevap ortaokul değil miydi? Benim elimde yazılı belgelerim var.  Şimdi ne oldu da bir yıl sonra planlanan uygulamadan vazgeçiliyordu? Aklımda bir sürü soru var. Tekrar 18.04.2019 tarihinde Cimer üzerinden yazıyorum.
Sayın yetkili, ilgili, bilir kişi, 

Yenimahalle ilçesi Batıkent semtinde Uğur Mumcu mahallesinde iki ayrı okul binası ile Haydar Aliyev okulu bulumaktadır. 2019-2020 Eğitim öğretim yılı itibari ile bu okullardan yenisi (1617.cd. uzerindeki Afsin bey ilkokulu yanında) mi yoksa eskisi (1617.sokakta) mi Ortaokul olarak faaliyete geçecektir? Ilgili konuda bilgilerinizi rica ediyorum. 
Başvuruma 29.04.2019 tarihinde verilen cevap aşağıdadır.
Müdürlüğümüz CİMER İletişim Büromuza gelen başvuru yazınızın içeriği incelenmiş olup, Başvurunun içeriğinde bahsi geçen konular hakkında ilgili bölümümüz olan İnşaat Emlak bölümünü ile görüşülmüş bilgi alınmıştır. Alınan bilgide; Gerekli değerlendirmelerin halen yapılmakta olduğu henüz hangi binanın ortaokul olacağına ilişkin bir olurun ilçemize bildirilmediği bilgisi tarafımıza iletilmiştir. Bilgilerinize sunulur.
Haydaaaa! 2018 Mayıs ayından 2019 Nisan ayına geldik. “İlçe oluru” bildirilmedi deniyor. Daha bir ay önce Cimer üzerinden bana verilen cevap ortaokul inşaatının devam ettiği idi. İlçe oluru sonradan mı çıktı, anlamaya çalışıyorum. Ve 29.04.2019 tarihinde tekrar Cimer üzerinen bu sefer biraz daha uzunca yazıyorum.
Sayın ilgili,
Aynı konu üzerine bilgi edinme hakkımı kullanmak üzere 1 ay arayla yapmış olduğum başvurulara verilen cevapların tutarsız olduğunu düşünmekteyim. Ayrıca bizzat yazılı ve Yenimahalle İlçe MEM’e elden iletmiş olduğum 09.05.2018 tarihli dilekçeme verilen 32626903-sayılı yanıtı tekrar incelemenizi ve tarafıma verilen cevabı (1 yıl öncesine ait) tekrar bana iletmenizi ve okumanızı rica ediyorum. Afşin Bey ilkokulunun yanında başlayan Haydar Aliyev okul inşaatının 32 derslikli “ortaokul” olarak planlandığının hem sözlü hem de yazılı olarak -bana- ifade edilmesine rağmen nasıl oluyor da, 1 yıl içinde ne değişiyor da, ortaokul olarak planlanan okul için bugün değerlendirmenin devam ettiğini ve henüz hangi binanın ortaokul olacağına ilişkin bir olurun ilçeye bildirilmediği ifade edilebiliyor. Sayın yetkili, planlanan okul planlandığı şekilde faaliyete girmeyecekse planlama yapmanın ne maksadı vardır? 1 yıl önce bana verdiğiniz cevaptan farklı bir karar alınacaksa yasa, yönetmelik, kanun kavramları kimin içindir?  Vatandaşı kandırmak için midir? Tekrar ifade etmek istiyorum ki 9 Mayıs 2018 tarihinde ilçe MEM’e bu okul inşaatının “ortaokul” olarak faaliyete geçmesini talep eden 99 velinin imzalı dilekçesini şahsen ilçe MEM’e ulaştırdım. Bu dilekçelere istinaden verdiğiniz hem sözlü hem yazılı cevap “Ortaokul” olarak planlandığıdır. Şayet aksi bir durum söz konusu ise konuyu şeffaflık ve erdemli devlet yönetimine yakışır bir üslupla yurttaşınızı -beni- bilgilendirmenizi rica ediyorum. Yüzlerce veliyi, ebeveyni kandırmaya hakkımız yoktur. Bu tutarsızlık hususunda beni aydınlatmanızı rica ediyorum. Sevgi ve saygılarımla…
1901022148 Başvuruma verilen cevap:
Müdürlüğümüz CİMER İletişim Büromuza gelen başvuru yazınızın içeriği incelenmiş olup, Başvurunun içeriğinde bahsi geçen konular hakkında ilgili bölümümüz olan temel eğitim bölümünü ile görüşülmüş bilgi alınmıştır. Alınan bilgide; Gerekli değerlendirmelerin halen yapılmakta olduğu henüz hangi binanın ortaokul olacağına ilişkin bir olurun ilçemize bildirilmediği bilgisi tarafımıza iletilmiştir. Bilgilerinize sunulur.
Bu sefer gerekli değerlendirmelerin halen yapılmakta olduğu bildiriliyor. Ortaokul olarak inşaatı devam eden binanın “ilkokul” olarak açılması hangi aklın tasavvurudur? Hala anlamak isteyip de anlayamadığım mevzudur. Hepimizin vergileri ile bodrum+zemin+5 katlı bir bina inşa ediliyor, para harcanıyor, üstelik ortaokul olarak yatırımı yapılıyor fakat ilkokul mu ortaokul mu olarak faaliyete geçeceğine daha karar verememiş bir devlet yönetimi ile karşı karşıya kalıyorum. Gerçekten anlamak istiyorum.  Yollara düşüp tekrar kaymakamla görüşüyorum. Kaymakam bana Afşinbey ve Haydar Aliyev okulunun öğrencilerinin yeni binada birleştirileceğini söylüyor. İtiraz ediyorum iki okulun şube sayısını topladığımızda 32 derslikli binaya matematiksel olarak sığmıyor diyorum. Okulların web sayfasında yazan veriler, eğer doğru ise Haydar Aliyev İlkokulunda 27 derslik ve Afşin bey ilkokulunda 19 derslik bulunuyor. Dört işlem yapma becerisine sahip iseniz iki ilkokulun toplamından 46 derslik çıkar. Eee yeni yapılan okul 32 derslikli idir. 46 dersliği 32 derslikli bir okula sığdırıyorsanız itiraz etmeyelim mi? Nasıl oluyor bu diye sormayalım mı? Ha bu arada bu derslik sayıları, anasınıfları dahil midir, bilmiyorum. Gelin görün ki iki ilkokul, yeni binada anasınıfsız olarak 2019-2020 öğretim yılında açıldı. İki ayrı okulun, iki ayrı öğrenci alım bölgesinde sanırım bu yıl, 5 yaş okul çağında hiç çocuk çıkmadı. Çıktı ise bu çocuklar, her zamanki okul bölgelerindeki okullara gidemediği aşikâr oldu.
Kaymakama ben bu hesabı yapıp soruyorum tabi, anlamak istiyorum hâlâ. Matematiksel olarak yapılan hesap fiziksel olarak inşa edilen binaya uymuyor? Ne olacak diyorum iş bu halde? Kaymakam beni azarlıyor. Aldırmıyorum soruyorum kaymakama 6-10 yaş arasındaki çocukların bedenlerine uygun mudur bodrum+zemin+5 katlı bir ilkokul binası diye? “Okulda asansör var” cevabını alıyorum. Çıldırmak üzereyim. Soruyorum tekrar kaymakama bana 1 yıl önce verilen cevap bu. Ne oldu? Okul çağındaki çocuk nüfusu mu değişti iki okul aynı binada birleştiriliyor diye. El cevap, siz bilmiyorsunuz, bu işler öyle olmuyor gazelleri. Nahoş bir görüşmenin detaylarını burada yazmayacağım artık. Merak ederseniz elbette anlatırım hem de milyon kez. 
Kaymakamla görüştüğüm aynı gün yeni binaya bir müfettiş gönderilmiş inceleme için. Tesadüf ediyorum, koşa koşa müfettişin yanına gidiyorum, onunla konuşuyorum. Ona anlatıyorum, bana verilen yazılı cevabı gösteriyorum. Verilen yazılı cevap ile alınan kararın tutarsızlığından veryansın ediyorum. Kendisi şaşkın, dinliyor beni sadece. İstiyorum ki yapılan işin akıl ekseninde kalması. Karar vericiler gerekirse kararını değiştirsin. Ortada çok mantıksız bir durum var çünkü.
Okullar açılıp da okulun tabelasını görene kadar yerimde durmayı yeğliyorum artık. Ama duramıyorum. Okulların açılmasına az zaman kaldı. 2.08.2019 tarihinde Cimer üzerinden yeniden yazıyorum ve sorularıma elle tutulur cevaplar verilmesini hala bekliyorum doğrusu:
Sayın Ankara il ve Yenimahalle ilçe Milli Eğitim Müdürlüğüne,
09.05.2018 ve 20.03.2019 tarihlerinde kurumunuzdan gelen yazılı cevaplarda Afşin Bey ilkokulunun yanında yapılan okulun yatırım planında Haydar Aliyev Ortaokulu olarak planlandığı belirtilmiştir. Ne var ki geçen 1 yılın sonunda (09.05.2018 tarihi baz alınırsa) -okul inşaatı tamamlandığında- ortaokul olarak planlanan okulun ilkokul olarak açılacağı bildirilmiştir. Yatırım planı, 1 yıl içinde değiştirilecekse planlama yapmanın anlamı nedir?6-7 katlı bir bina ilkokul mu ortaokul mu olur? İlkokul olarak faaliyete geçecekse bu 6-7 katlı bina hangi pedagojik ve sosyo-demografik gerekçelerle ilkokul olarak açılacaktır? Haydar Aliyev okulunun öğrenci alım bölgesindeki çağ nufusu mu artmıştır? Artmış ise yüzde kaç oranında? Çağ nufusu arttığı için midir 6-7 katlı ortaokul olarak planlanan okul binası, ilkokul binası olarak açılacaktır? Çağ nufusu artmamasından mıdır Afşin Bey ilkokulu ile Haydar Aliyev İlkokulunun öğrencileri birleştirilerek 6-7 katlı yeni binada öğrenim göreceklerdir? Her iki okulun toplam derslik sayısı, yeni yapılan 32 derslikli binanın derslik sayısından daha az mıdır yoksa daha fazla mıdır? İki ayrı ilkokulun birleştirilmesi durumunda, arasınıfların öğrenci sayılarının artmayacağı düşünülebilir mi? Haydar Aliyev'in mevcut ilkokul öğrencileri neden daha uzak binadaki okula gideceklerdir?
1901743219 nolu başvuruma 23.08.2019 tarihinde verilen yanıt şu şekilde:
Müdürlüğümüz CİMER İletişim Büromuza gelen başvuru yazınızın içeriği incelenmiş olup, Başvurunun içeriğinde bahsi geçen konular hakkında ilgili bölümümüz olan Temel Eğitim Şube müdürlüğü ile görüşülmüş bilgi alınmıştır. Alınan bilgide; Okul planlamalarının ihtiyaçlar doğrultusunda yapıldığı bilgisi tarafımıza iletilmiştir. Bilgilerinize sunulur.
Verilen bu cevap karşısında zekâmla alay edildiğini düşünmeye başlıyorum artık. Koskoca devlet ihtiyaçlar doğrultusunda bodrum+zemin+5 katlı binayı ortaokul olarak inşa ederken sanki hiç planlama yapmamış gibi.
Ve tarih 05.09.2019’u gösterdiğinde 1.sınıflar için okullar açıldı. Bahse konu edinilen ortaokul olarak planlanan fakat ilkokul olarak açılan üstelik Haydar Aliyev ve Afşinbey ilkokulları birleştirilmiş olarak yeni bodrum+zemin+5 katlı okul binasında eğitime-öğretime başlıyoruz. Okulun tabelası yok. Sınıfların içinde sıralar yok. Erkek veliler sıraları sınıflara yerleştiriyor.  Eksiklikleri çok. Taştan bir bina. Bir hapishane adeta. Ruhum sıkılıyor.  Temizliği üstünkörü yapılıyor. Pencerelerde, yerlerde hafriyat tozu.  
Okul açtık mı açtık. Hepsi bu. Ben ısrarla soruyorum, sorularıma mantıklı bir cevap bekliyorum yetkili makamlardan. Hepimizin vergisi ile yatırımı ortaokul olarak planlanan bina, hangi ihtiyaçlardan dolayı ilkokul olarak açılmıştır? Soruyorum. Daha kaç kez sormam gerekiyorsa soracağım.
İlkokul olarak açılan binanın ortaokul olarak planlanıp inşa edildiği çok açık bir haldedir. Spor salonu var; spordan çıkan çocuklarımız için elektrikli şofbenle sıcak su sağlanacak duşluklar dahi var. Pardon ama hangimizin çocuğu spor salonundan çıkıp duş alacaktır? Gerçi okulda spor salonu görünümlü bir salonda yok ama ben yine de sorumu sormadan edemiyorum işte. Bu çocuklar ilkokul çağında. Fiziksel halinden belli, ortaokul bile olmayacak bir binayı, üstelik ortaokul olarak inşa eden devletimin, ilkokul olarak açtığı binada duşluklar var, öğretmenin sınıfta oturacak masası yok, odası yok, çocukların eşya dolabı yok ama olsun duşlukları var. İsraftır bunun adı israf. O fayansların bir tanesi de benim vergilerimle alındı. Hesap sormayayım mı?

Bu okulda yangın merdiveni var mı diye merak ediyorum. Dış cepheden bir merdiven görünmüyor. Meğer yangın çıkışları bina içindenmiş. Bina içinden yangın merdiveni de ilk defa duyuyorum, belli ki son mühendislik-inşaat bilimi içeriden yangın merdivenini uygun görmüş. Bu da benim cahilliğim olsun.
Sadete geleyim. Kocaman bodrum+zemin+5 katlı bir bina ortaokul olarak yatırımı yapılıyorsa ortaokul olarak açılmalıdır. Devletimin yetkili makamı yurttaşına resmi bir cevap yazıyorsa orada yazılan cevap doğrultusunda hareket etmelidir. Aksi şekilde hareket ediyorsa bu bir tutarsızlıktır. Erdemli bir devlet yönetimi bu değildir. Devletim, Ortaokul olarak inşa ettiği okulu, İlkokul olarak açıyorsa makul ve akli gerekçeleri yurttaş olarak öğrenmeyi istemek hakkımdır. Ben bunu talep ederim.
Kocaman bodrum+zemin+5 katlı bir bina ortaokul olarak yatırımı yapılıp ortaokul değil de ilkokul olarak açılıyorsa bu kimin -keyfi- kararıdır? Bilmek isterim.
Kocaman bodrum+zemin+5 katlı bir bina ortaokul olarak yatırımı yapılıp ortaokul değil de ilkokul olarak açılıyorsa bu ilkokulda “anasınıfı” bulunmayacak mıdır? Sorarım. Bu bölgede 5 yaşındaki okul çağındaki çocuklar hiç doğmadı mı yoksa?
Bugün bu okulda gördüğüm fiziksel eksilikler bir yana çok ciddi araç trafiği sorunu da var. [Ara not: Öngörüsüzlüktür bunun adı. Bu konuya ilişkin daha önce yazdığım yazıya da buradan ulaşabilirsiniz. ] Yetkili makamlarımızın, verdikleri kararların neticelerini görmeye ve duymaya davet ediyorum.
Ve anlıyorum ki kavrayış eksikliğimizin bir sebebi “öngörülebilirlikmiş.” Yetkili makamların yaptıkları planlamalarda “öngörülebilirlik” yok.  Varsa da anlatmaya mecalleri yok. Neye göre planlama yaptıklarını, makamların verdikleri cevaplar arasındaki tutarsızlıkların sebebini öğrenmek için de sorular soruyorum. Sorularıma verilen cevapların alaka düzeyine bakınca da kahroluyorum.

Ah “öngörülebilirlik!” Makamlarında oturan yetkililer, seni ne zaman terk ettiler bilemiyorum.

Yatırımı 32 derslikli ortaokul olarak planlanan fakat ilkokul olarak açılan bodrum+zemin+5 katlı okulda göstermelik çok amaçlı salon yapılmışsa verdiğim verginin hesabını sormak hakkımdır. 900 öğrenci kapasiteli okula 90 kişilik bir salon yapılmaz. Böyle göz boyanmaz.
Aynı bahçede iki ilkokul olamayacağına göre mevcut zemin+2 katlı ilkokulu ortaokul ve bodrum+zemin+5 katlı  yeni binayı da ilkokul olarak faaliyete geçiren zekaları da ayrıca tebrik ediyorum. Ez cümle,  fikirlere karşı miyop değilseniz ve hafriyat düzeyinde değilse vicdanlarınız tez "insaf" diliyorum. 

Okumak için güzel bir gün, okumaya devam et.

Eğitimde yeni putumuz: STEM

Eğitim; ne derseniz deyin bir piyasa artık. Uşakları var, köleleri var ve bir de sahipleri. Özellikle eğitimcilerin eliyle piyasaya sunulan “eğitim modeli tarifelerini”, reform adıyla  ithal edilen uygulamaları bir düşünelim mi?   Yapılandırmacı öğretim modeli ile başlayan 'yeniye' olan hevesimiz sayesinde işbirlikçi öğrenme, proje temeli, beyin temelli, aktif öğrenme, performans değerlendirme, alternatif(!) ölçme ve değerlendirme araçları gibi kavramlarla coşup taşmadık mı? Hatırlamadınız mı? Eğitimde öğretmen mi aktifti öğrenci mi aktifti daha buna karar verememişken yahut ölçme ve değerlendirme araçları ile süreci mi sonucu mu ölçüyorduk buna nokta koyamamışken öğrencilerimizin ellerine tablet tutuşturmadık mı? Sonra olmadı bu deyip tabletleri alıp sınıflara akıllı tahtalar kondurmadık mı? Bir anda bilgi iletişim teknolojileri (BİT) kavramıyla karşı karşıya kalmadık mı? Sahi bu BİT’in eğitimdeki maksadı neydi? Yoksa araç mıydı amaç mıydı? Off offf. Çok kafam k...

Bilimsel eleştiri olmayınca kişisel tavsiyelerle bilim yapılır mı?

Söz konusu olan bilim ise b eğenilerimiz, tercihlerimiz veya alışkanlıklarımız “bilimsel bir eleştiri” niteliği taşır mı?  Hayatta taşımaz. Olsa olsa bunun adı öneridir, tavsiyedir. Mesleki ve kişisel yaşantımda tesadüf ettiğim durumun (birazdan anlatacağım) sıklığı o kadar arttı ki sessiz kalamayacağım daha fazla. Şöyle izah etmeye çalışayım. Örneğin çoban salatası yapacaksınız. Malzemesi bellidir. Domates, salatalık, biber, kuru soğan, maydanoz, tuz, sıvı yağ ve limon. Malzemeyi ister elinde doğra; ister robotta. İster sürmene bıçağı kullan; ister çin malı bir bıçak. Fark eder mi? Doğrama işlemi olduktan sonra hiç de fark etmez. Eğer çoban salatası yapacaksanız sebzeleri doğramanın bir usulü vardır. O usûl de parçaların küçük olmasıdır. Hangi doğrama aracını kullanırsanız kullanın, esas olan sebze parçalarının büyüklüğüdür. Salatalıkları halka halka, domatesleri yarım ay şeklinde doğrarsanız şayet bunun adı olmaz çoban salata, olur size söğüş salata. Usûlü yani yolu-yöntemi, ç...

Öğretmenler gününün şerefi haysiyetine bu yazı...

Öğretmen kimdir? Nedir, nasıl bir şeydir? Öğretmen, anne midir yoksa baba mıdır? Kitap mıdır, rehber midir? Usta mıdır, rol-model midir? Dahası nasılsınız? *** Kitaplardan okudum, yaşayarak öğrendim. Birey, doğduğu andan itibaren öğrenen ve deneyimleyenmiş. Birey, doğası gereği, çevresini gözler ve izlermiş; çevresindekileri taklit ve tekrar edermiş. Hepimiz için böyledir bu işler. Sosyal öğrenmenin kuramcısı Albert Bandura da ifade eder ki bizler, doğrudan tecrübe etmediğimiz ancak çevremizdeki bireylerin tecrübelerinden de öğrenebilen canlılarız. İyi ki kimi acı tecrübeleri yaşamadan öğrenen canlılarız.  Asla tecrübe etmek istemediğimiz davranışları,  b aşkalarının davranışlarının sonuçlarını gözlemleyerek öğreniyoruz, ne mutlu bize! Kimi durumda, tanıdığımız ya da tanışık olduğumuz kişilerden kendimize örnek davranışlar ve düşünceler  seçiyoruz ve öğreniyoruz. Kimi öğrenmelerimiz içgüdüsellikten, kimisi var olma, yaşamda kalma gayemizden. Kimi öğrenmelerimiz d...

Hayatıma matematik girmez olaydın...

Sizlerle yaşadığım yere ilişkin bir uydu haritası göstermek istiyorum. Bu harita üzerinden sorularıma cevaplar arıyorum. Bilenlerden hatta icra makamlarından bilgilerini rica ediyorum. Şimdilik masumiyet karinesi sebebiyle okul isimlerini, mahalle, il, ilçe bilgilerini paylaşmıyorum. İlgili, bilgili ve yetkili kimselerin benimle temas etmesi durumunda yerin açık adres bilgisini elbette verebilirim. Şimdi arkamıza yaslanalım ve bir süre haritaya bakalım. Kuşları göremeyeceksiniz ama ağaçları görebilirsiniz. Hatta içinizdeki çocuğu öldürmemişseniz karıncaları, uçuşan kavak polenlerini dahi görebilirsiniz. Bahar da geldi, bahçede oynayan çocukları yoksa göremediniz mi hâlâ? Neyse bu kadar romantizm yeter bize! Gerçeklere dönelim şimdi. Yukarıdaki uydu haritasında görülen yer, benim yaşadığım yere, evime çok yakındır. Uydudan işaretlediğim yerin çevresi 755 metredir. Fotoğrafa bakıyorum ve işaretlediğim yerin şekline yamuk deyiveriyorum. Yani, yamuğumuzun çevresi 755 metre ...

Eğitim, okulun bahçesinde başlar.

Bedeni, ruhu eğitmeden yahut eğitim kurumlarında bedene ve ruha (duyguya) mekân yaratmadan "akıl eğitimi" nafile bir çaba olarak kalmaya -ne yazık ki- devam edecek. Okul bahçelerine bakın. Orada ne ruh (sanat-estetik) ne de beden (eğitimi) kalmıştır. Okul bahçeleri pek çoğumuz için artık sadece tören alanlarından daha fazlası değildir. Söylemek zorundayım; eksiltilmiş mekânlarda, aklın eğitimi de yarımdır, tamamlanmamıştır. Şimdi sorarım çiçekler, sadece seyirlikse okul bahçeleri kimin içindir? Bedenimizi, duygularımızı keşfedemiyoruz; bedenimize, duygularımıza hâkim olamıyoruz? Bedenimize ve ruhumuza egemen olamadığımız için bilge insan da olamıyoruz.   Bedenimizi keşfetmeden aklı keşfetmek! Nasıl olur? Bedenini, ruhunu keşfetmeyen aklını nasıl keşfeder? Sınıflarımızı akıllı tahtalarla donattık ama okul bahçelerimizi göz ardı ettik? Niye? Burada söylemek istediğim okul bahçelerimizin metrekare cinsinden yüzölçümünün kaç olduğu değildir. Söylemek istediğim okul bahçel...

Yeni kurumlara köklü değişiklikler

Akademik Personel ve Lisansüstü Eğitime Giriş Sınavı (ALES) hakkında başta YÖK’ün duyurusunu ve haber kaynaklarından bir kaçını aşağıda belirtiyorum. Doğrusu haber metinlerini okuduğumda köklü değişiklik algımızın bilhassa kullanılan dil sayesinde artık yüzeysel bırakıldığını düşünmeye başladım. Bugün (20.09.2018) buraya Yeni Ekonomi Programının (YEP) "yenisini" de koyabiliriz. Düşündüğüm konu yapılan değişikliklerin ne kadar köklü olduğudur? Yapılan bir değişikliğin köklü olması ne demektir, nasıl bir şeydir “köklü” olmak? Köklü olmak kökü olan bir durumu bildiriyorsa şayet, 2-3 yıl sonra tekrar bir değişiklik yapılması durumunu nasıl açıklayacağız? Köklü olan usul ve esaslarda, yönetmeliklerde bir zaman sonra bir değişiklik yapmıyor muyuz? Yapıyoruz. Yapmak durumundayız, çağ değişiyor ne de olsa. Köklü olmak, kalıcı olmak değil midir? Öyledir. Kalıcıysa, esaslıysa bir uygulama 3-5 yıl sonra tekrar köklü adıyla değişiklik yapmak nasıl bir şeydir? Bir şey ...

Suit odalı postmodern kongreler...

Sınıf yönetimi ile ilgili ders kitabımın sıradaki okuma konusu "lider öğretmenin özellikleri". Mecburen okuyorum. Lider öğretmen(?). Kulağa ne hoş geliyor. Bir dakika diyorum, geriye sarıyorum hafızamı. Şimdi bildiğimiz 'öğretmenin' yanında bir de 'lider öğretmen' mi varmış? Vay başımıza gelenler. Ne demektir lider öğretmen? Peki, ö ğretmen ne demektir? Benim bildiğim öğretmen, öğretmendir. Bir kavramın başına bir sıfat kondurarak berikinin içi boşaltılıp diğeri doldurulamaz, Romalı efendiler. İşini yapan öğretmen vardır, bir de yapmayan vardır. Resim öğretmeni vardır, sınıf öğretmeni vardır, İngilizce öğretmeni vardır...vs. Öğretmene, lider öğretmen kavramını giydirmek zorlama, yahu! Tüketilecek kavramlar hanesine +1 lütfen. Onca işimiz varken n e gerek vardı? Uyduruk-kıvrık, eğilmiş-bükülmüş kavramların çoğalması ve yayılması için en uygun ortamların atmosfer basıncında düzenlenen post modern kongrelerin, seminerlerin, panellerin, atöl...

Araştırmanın T-ADI

Bu yazının yazılma amacı, araştıran, sorgulayan ve çözümleyici bir duruş sergileyen ya da sergileyeme cesaret edemeyen bireylerin kanatlarını daha güçlü çırpabilmelerine vesile olabilmektir. Görülen o ki kalıplaşmış önyargılar, bilgisizliğin gösterişli teşhiri, temellendirilmemiş bilgilere olan bağlılık ve otoriteye teslimiyet davranışlarımıza, düşüncelerimize yahut kavrayışımıza fazlasıyla etki etmektedir. Niyetim, okuyucuya aç gözlerini, bak yüreğine demektir. Şimdi tüm bildiklerimizi unutalım ve masamıza “araştırma” sözcüğünü yatıralım. Türk Dil Kurumunun (TDK) güncel Türkçe sözlüğüne bakalım,  araştırma sözcüğü ne demekmiş? Araştırma sözcüğünün ilk ve yaygın anlamı araştırmak işi, araştırı, istikşaf, taharri, tetkik tir. İkinci bir anlamı daha var o da, bilim ve sanatla ilgili olarak yapılan yöntemli çalışma, araştırı dır .  Güncel sözlükle yetinmeyelim. Araştırma sözcüğünü bir de terim olarak ele alalım ve TDK’nin terimler sözlüğüne bakalım. Araştırma sözcüğü b...

Fındık ve Soru Piyasalarında Yüksek Beklentilere Karşın Düşen Memnuniyetler

LGS, YKS, KPSS gibi ulusal ve merkezi olarak yapılan seçme ve yerleştirme sınavlarının mahiyeti ve bu sınavlara atfedilen önem dikkate alındığında sınavlara hazırlık süreci düşünmeye değerdir. Her sene LGS sonuçları açıklandığında sosyal medyada dolaşıma sokulan bu fotoğrafla birlikte belirtilen görüşler, eğitim sistemimizin çarpıklığını yüzümüze vurur da vurur. Merkezi sınavlara atfedilen önem -belki de yanlış algılama- nedeniyle eğitim-öğretim hizmetleri ziyadesiyle sakatlanır. Bu sakatlığa X kuşağı da Y kuşağı da Z kuşağı da maruz kalır. Eğitim sistemimiz, uzun zamandır test ve tost tartışmalarına sıkışmıştır. Özel dersler, okul sonrası kurslar, destekleme ve yetiştirme kursları, deneme sınavları, onlarca soru bankası kitapları… Sonuç; öğrenci mutsuz, öğretmen mutsuz, ebeveyn mutsuz. Bu kadar çok çalışmaya zaman ayırıp (sorular çözdürülüp) nasıl verimsiz/mutsuz olunabiliyordu acaba? İktisattın temel kavramlarını eğitime aktarılarak bu soruya cevap vermeye çalışılalım. Daha doğ...

Eleştirdiğini bari sen hiç yapma.

Sorularım var. İnsanlar ne kadar samimidir? İnsanlar, yasalara, kurallara ne derece uymaktadırlar? İnsanlar, kurallara saygı duyup gereğini yapmaktalar mı? Gelin, cevabı siz verin. Olay yeri, arabalar, ağaçlar tamamen gerçektir. Tarih 10 Eylül 2017. Batıkent Hüseyin Tek Parkı. Bu park, yalnızca itfaiye ve ambulans araçlarına açık olup 'normal şartlarda herkesin okuduğunu anladığı ortamlarda' araç trafiğine kapalı bir alandır. Parkın girişinde, trafik uyarı işaretleri mevcut olup parkın iki ucuna taştan bloklar konmuştur. Aslında trafik uyarı işaretini gören medeni insanlar için taştan bloklara dahi gereksinim duyulmaz ama bizde trafik uyarı işaretlerine rağmen ve hatta parkın tam karşısında açık otopark bulunmasına rağmen kural tanımayanlarımız yüzünden taştan bloklarla otomobil girişlerine engel olunmaya çalışılmaktadır. Parka çıkan ara sokaklardan parkın içine girip park etmeye hevesli mahalle sakinlerimiz yok mu, tabi ki var. Fotoğrafta gördüğünüz gibi yeşil alan olan par...