A ltın ve gümüş sikkelerin birlikte kullanıldığı zamanlarda insanlar altın olanı saklamış, gümüş olanı harcamış. Neden? Çünkü insanların değerli olanı elde tutması, değersiz olanı ise elden çıkarması oldukça rasyonel bir davranış. İşte rasyonel olan bu davranışı, 16.yy’da İ ngiltere'de Kraliçe I. Elizabeth'in mali danışmanı olan Sir Thomas Gresham, “kötü para, iyi parayı kovar” ifadesiyle ekonomik bir yasaya dönüştürmüştür. Gresham yasası, yazılı (nominal) değerleri a ynı fakat külçe değerleri farklı iki paradan, külçe değeri yüksek olan paranın piyasadan (dolaşımdan) çekilmesidir. Nominal değer ve külçe değeri ne demektir? Örneğin bir madeni paranın üzerinde “5 TL” yazıyorsa bu onun nominal değeridir. Külçe değeri ise paranın yapıldığı metalin (altın, gümüş, bakır, nikel vs.) piyasa değeridir. Yani parayı eritip sadece metal olarak sattığınızda elde edeceğiniz değerdir. Örneğin elinizde iki adet 5 TL’lik madeni para var. Biri gümüşten, diğeri nikelden yapılmış olsun. İki...
Ne yaptık bugün? Düşmanı kovduk mu? Emperyalizme söverek açılışı yaptık mı? Kapitalizmi kapının önüne koyduk mu?
Adalet naraları atıp çokça mutlu olduk mu? Eşitlik edebiyatı üzerine güzellemelerde bulunduk mu? Geçmişin rövanşını aldık mı? Galip gelerek kapanışı yaptık mı?
Bazı şeyler hiç değişmeyecek!
***
Sözü söyleyenin statüsüne göre 'başta sağlık emekçilerinin, başta bilim emekçilerinin, başta eğitim emekçilerinin...' olmak üzere emek ve dayanışma gününün tebrik edildiği cümleler okudum bugün bolca. Çokça da güldüm. Adı 'emek ve dayanışma' olan bir günde dahi parçalanmayı başarmışız. Bu neyin dayanışması olabilir ki? Kendi camianın emeğini başa koyarak dayanışma mı olur?
Diğer taraftan emek ve dayanışma gününün sahipligi konusunda beyaz yakalıların daha çok talepkâr ve hevesli olmaları, beni çokça hayrete düşürmüştür. Mavi yakalılar nerede? Onlar zaten hep sessiz. Ürperdim, şüphelendim.
Emek üzerine söz söyleyenlere, boy gösterenlere özellikle dikkatlice baktım. Pek çoğunun "efendi" olduğunu gördüm.
Bu travmam üzerine Facebookta 1 yıl, 2 yıl, 6 yıl öncesine gidip bugün üzerine yaptığım paylaşımlarıma baktım. Meğer duymak istediklerimi yazıp "enter" tuşuna basmışım. Kızdım kendime. Oysa gözlerimi daha önce açabilirdim. Hey hat!
Anladım ki sömürülenlerin sömürüyü ortadan kaldırmak gibi bir niyetleri hiç olmamış. Sömürülenlerin tek amacı, sömürenin kendisi olmakmış. Zamanın ruhuna uygun olarak sömüren-sömürülen ilişkisi biçim degiştiriyor sadece. Bu cümleleri yazdığım için sağduyum bana "akıllanıyor" olduğumu fısıldıyor.