A ltın ve gümüş sikkelerin birlikte kullanıldığı zamanlarda insanlar altın olanı saklamış, gümüş olanı harcamış. Neden? Çünkü insanların değerli olanı elde tutması, değersiz olanı ise elden çıkarması oldukça rasyonel bir davranış. İşte rasyonel olan bu davranışı, 16.yy’da İ ngiltere'de Kraliçe I. Elizabeth'in mali danışmanı olan Sir Thomas Gresham, “kötü para, iyi parayı kovar” ifadesiyle ekonomik bir yasaya dönüştürmüştür. Gresham yasası, yazılı (nominal) değerleri a ynı fakat külçe değerleri farklı iki paradan, külçe değeri yüksek olan paranın piyasadan (dolaşımdan) çekilmesidir. Nominal değer ve külçe değeri ne demektir? Örneğin bir madeni paranın üzerinde “5 TL” yazıyorsa bu onun nominal değeridir. Külçe değeri ise paranın yapıldığı metalin (altın, gümüş, bakır, nikel vs.) piyasa değeridir. Yani parayı eritip sadece metal olarak sattığınızda elde edeceğiniz değerdir. Örneğin elinizde iki adet 5 TL’lik madeni para var. Biri gümüşten, diğeri nikelden yapılmış olsun. İki...
2018-2019 Yüksek öğretim istatistiklerine göre 129 devlet, 73 vakıf olmak üzere toplam 202 yüksek öğretim hizmeti sağlayan üniversite bulunmakta. Dikkatinizi çekerim adı öğretim değil, yüksek öğretim. 18-24 yaş aralığında yüksek(!) öğrenim gören (örgün, açık, ikinci ya da uzaktan öğretim fark etmeksizin) öğrenci sayısını, ortalama
5 milyon olarak ele alalım şimdi.

Peki,
her yıl üniversite eğitimi almak isteyen yetişkin öğrenci sayısı artarken
üniversite eğitimi alan yaklaşık bu 5 milyon yetişkin öğrenci ne yapıyor? Bir
taraftan niceliksel bir artış diğer taraftan niteliksel gerçeklikler: üniversiteye girme isteği salt bir
öğrenme-bilme tutkusundan çok diplomayla taçlandırılacak bir iş bulma kapısının
anahtarını edinme amacına dönüşmüş durumda. Eh ne de olsa ülkemizde en kolay
olanı, diploma almak!
2019 YKS'de lise diploması alan 628 bin 796 öğrenci 150 puan
barajını aşamamış. Düşünsenize 12 yıl öğretime tabi tutulan öğrenciler,
12.yılın sonunda (üstelik etütler, özel dersler, kurslar cabası) Türkçe,
Matematik, Sosyal ve Fen bilimleri konu alanlarının tamamına ilişkin toplam 120
sorunun en az 15 sorusunu dahi doğru cevaplandıramamışlar. Ne ki lise
diplomalarını peşinen vermişiz. Lise mezunlarının şimdi ve burada geleceğe
söyleyebileceği neler vardır? Merak etmiyor musunuz? Lise eğitiminde merkez kaç
kuvveti bilgisinden yoksun ancak lise diplomasını alan bir şoförün otobüsüne
bindiğinizi düşün. Maruz
tutulduğu 12 yıllık eğitiminde, arzularını yönetme becerisini geliştirmek yerine
hazlarıyla hareket etmeyi öncelikleyen bu otobüs şoförünün virajlara aşırı hız yaparak
girmeyeceğini mi düşünüyorsunuz? Kullandığı aracın kütlesini ve sürüş hızını
aklederek doğanın bilgisi merkez kaç kuvvetini hesap edeceğini mi düşünüyorsunuz?
Üniversiteye yerleşen çoğunluğun durumu da farklı değil, içler
acısı. Doğanın
yasalarından bi-haber yüksek (!) öğrenimli bir nesil. Toplumun her genci, üniversite eğitimi alsa mutlu olacak mıyız? Üniversite eğitimi zorunlu olsa ne olacak? Kütleyi sıfır hesaplayan mühendislerin
inşa edeceği binalarda nasıl oturacaksınız? Biyoloji bilgisi, 2 sorudan ibaret olan bir doktorun tedavisine kendinizi nasıl bırakacaksınız? 4 yıl boyunca öğrenim
göreceği programa ortalama 1-2 net yaparak yerleşmiş bir nesille ne yapacaksınız? Daha kaç kişiyi suçlayacaksınız?
Kimi üniversitelerin gerçekte bir yerleşkesi dahi yok. Yani kültürü yok. Yok ama neon ışıklı bir tabelası var. Yerleşkesiz, öğretim üyesiz, amfisiz, kulüpsüz bir akademi hayatından ne bekliyorsunuz? Saf olmalıyız. Üniversite eğitimi alan fakat öğrenci etkinliklerinin bulunmadığı üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler, sahi sizler ne yapıyorsunuz?
Kimi üniversitelerin gerçekte bir yerleşkesi dahi yok. Yani kültürü yok. Yok ama neon ışıklı bir tabelası var. Yerleşkesiz, öğretim üyesiz, amfisiz, kulüpsüz bir akademi hayatından ne bekliyorsunuz? Saf olmalıyız. Üniversite eğitimi alan fakat öğrenci etkinliklerinin bulunmadığı üniversitelerde öğrenim gören öğrenciler, sahi sizler ne yapıyorsunuz?
Matematik-mantık bilmeksizin liseden mezun olduğumuzdan mıdır
olaylar/olgular arasındaki bağıntıları kuramıyoruz? Ne okuduğumuzu ne
dinlediğimizi anlayamadığımızdan mıdır yorumlayamıyoruz, yargılayamıyoruz, bağımsız
düşünemiyoruz? Dört işlem yapamadığımızdan mıdır ön göremiyoruz. Kendi hayatımızın muhasebesini dahi yapamıyoruz. Maden
kazalarının, tren kazalarının, çöken binaların, trafikte yaşanan
sorunların, üretim ve tüketim dengesizliklerinin, canla olan ilişkilerimizdeki
şiddet eğilimlerinin ve daha pek çok meselenin müsebbibi, hem doğanın/maddenin bilgisinden hem de ruhumuzun
edebiyattan, şiirden, sanattan yoksun bırakılmışlığımızdır.
Ulusal ve uluslararası ölçümlenen göstergeler,
daha kaç kez yüzümüze çarpmalı?
Asıl soruma döneyim: üniversite eğitimi alan yaklaşık 5
milyon yetişkin öğrenci ne yapıyor? Ne yapıyorsunuz? Ne yapacaksınız?
Yerleştirme sonuç belgesini
ve kepli mezuniyet fotoğrafını sosyal medyada paylaşmaktan daha kıymetli olan ne yapıyorsunuz?
12 yılın yahut 16 yılın sonunda kendiniz için, insanlık için ne yapacaksınız? Entelektüel
sermayenizi artırdınız mı? Eğittiniz mi kendinizi? Kültürsüz, sanatsız, doğanın bilgisinden yoksun gerçekten şimdi ne yapacaksınız?
