Bir pazarcı şayet sattığı kavunlardan para kazanıyorsa peş para etmeyecek olan kavunlara "gel vatandaş bunlar peş para etmez" der mi? Demez, diyemez. Çünkü ucunda para (ün, şöhret, itibar, makam…) vardır. Beş para etmeyecek olan kavunlara pazarcımızın bal, kaymak diyerek satışa devam etmesine niye şaşırıyorsunuz, a dostlar!
Anlattıklarının saçma, tutarsız
ve temelsiz olduğunu bile bile kadrolu ve maaşlı bir uzman, “esasında ben sizlere anlattıklarımın aksini düşünüyorum”
der mi? Zırvalayarak alkışlarınızı alıyorum sağ olun var olun der mi? Attığım
palavralardan yol olur amma itiraz eden olmaz. İtiraz eden olursa ne
olur? Tabi ki uzmanımız unvanıyla, makamıyla ezer geçer...
Düşünün size maaş, makam, kadro
veriyor koskoca kurumlar. Niye? Bol keseden sallayın, üzerinde düşünmediğiniz şeyleri
çevrimiçi toplantılarda söyleyiverin diye. Aksi takdirde o kişiler kadroyu, maaşı,
makamı nasıl sürdürebilir kılabilirlerdi sizce?
Bir tarafta 5 kavanozu ederinden düşük
bir fiyata satan sahte bal satıcıları, Kâbe kokulu sabuncu hocaları cık-cık-larken
aydınlarımız, akademisyenlerimiz kendilerine dönüp bir bakmayacaklar mı acaba?
Öğrencisini, velisini, öğretmenini,
uzmanını ağına düşüren yeni nesil sorular furyası nasıl oldu da bu kadar patladı
sizce? Sözüm ona niteliği artırmak amacıyla
verilen hafta sonu seminerleri ile her birimiz ölçme-ci olmadık mi? Ahkâm kesmek her birimize bir hak olmadı mı? İki yarıyılda verilen akademik derslerin içerikleri
kuşa çevrilip günü birlik vaaz konusu edildiğinde durun yapmayın demek yerine zamanın
tinini kapılıp boy gösterirken her şey iyiydi de şimdi sızlanmanın mahiyeti
nedir? Ağlamayalım lütfen nitelik yerlerde diye. Kim bu hale getirdi? Tabi ki biz
değiliz canım. Ne bu yazıyı yazanın ne bu yazıyı okuyanın hiiiiiç kabahati yok(!). Kabahatli,
kusurlu olanlar kendimizden başka herkes, he mi! Neden? Hep öyle olmuştur çünkü.
Kimsenin bilmeye, öğrenmeye vakti
yok hocam. Sen ver 2-3 saatlik seminerlerde reçeteyi, değil mi? Bir bilim
dalını anlamaya dahi çalışmadan ver hocam sen fetvanı, bir dinleyen bulunur nasıl
olsa.
Sonra... Sür piyasaya beceri
temelli soru bankalarını, gelsin yeni
nesilli soru yazarları. Ölçenler, biçenler... Çalsın sazlar beceri temelli seminerlerinde,
oynasın kızlar nitel araştırma derslerinde...
15 saatlik kursla bale eğitmeni,
3 saatlik bir seminerle madde yazarı olunabiliyorsa köfteciden rektör de olur
bakan da. Sorma artık, neden niye diye? Bak aynaya...
Ne şenlik ama!
