A ltın ve gümüş sikkelerin birlikte kullanıldığı zamanlarda insanlar altın olanı saklamış, gümüş olanı harcamış. Neden? Çünkü insanların değerli olanı elde tutması, değersiz olanı ise elden çıkarması oldukça rasyonel bir davranış. İşte rasyonel olan bu davranışı, 16.yy’da İ ngiltere'de Kraliçe I. Elizabeth'in mali danışmanı olan Sir Thomas Gresham, “kötü para, iyi parayı kovar” ifadesiyle ekonomik bir yasaya dönüştürmüştür. Gresham yasası, yazılı (nominal) değerleri a ynı fakat külçe değerleri farklı iki paradan, külçe değeri yüksek olan paranın piyasadan (dolaşımdan) çekilmesidir. Nominal değer ve külçe değeri ne demektir? Örneğin bir madeni paranın üzerinde “5 TL” yazıyorsa bu onun nominal değeridir. Külçe değeri ise paranın yapıldığı metalin (altın, gümüş, bakır, nikel vs.) piyasa değeridir. Yani parayı eritip sadece metal olarak sattığınızda elde edeceğiniz değerdir. Örneğin elinizde iki adet 5 TL’lik madeni para var. Biri gümüşten, diğeri nikelden yapılmış olsun. İki...
Yapılandırmacı
eğitim modeli ile başlayan 'yeniye' olan düşkünlüğümüz, aktif öğrenme kavramıyla
dile gelmiş ancak öğretmen mi aktifti öğrenci mi aktifti sorusu daha cevaplandırılmadan,
performans ödevleri, akran değerlendirmeler, projeler çıka gelmiştir. Öğrencilere tablet verilmiş, sınıflara akıllı
tahtalar kondurulmuştur ama yine de olmamış, oldurulamamıştır. Bugünün eğitim
modası, kodlamadır; STEM (Science-Fen,
Technology-Teknoloji, Engineering-Mühendislik ve Mathematics-Matematik)’dir.
STEM’in kodlamadan farkı nedir? Kodlamanın STEM’den farkı nedir? Anlamlandıramadığımız,
anlayamadığımız için bir bilinmeyene koşuyoruz adeta. Her okulda kodlama, her
afişte STEM, her etkinliğin adı proje olunca ben dayanamıyorum artık ve
kusuyorum. Bünyem almıyor. Dur daha fazla söyleme, yazma diyorum. Kodlama dediğin, STEM dediğin bir
gariban “Mantık” işte. Doğru düşünmenin, akıl yürütmenin ilkeleridir: Mantık.
Hele hele, bir klasik mantık öğretin bana, kodlarım en afillisini: Se, Te, E, Me.
Bugün karşılaştım: 'STEM
öğretmen' nedir yahu? 'STEM eğitimi' nedir? Yağlı-ballı ekmek gibi bir şey mi?
Anlatıyorlar da
anlatıyorlar.
Konuşuyorlar da konuşuyorlar.
Önce bana, eğitimin tanımını yapar
mısınız bayım?
Kendisine STEM okulu diyeni bile gördü bu gözler.
Kodlama eğitici
eğitimi sertifikası bile varmış, aman geç kalmayalım, erken gidelim.
Hadi
gelin, önce, klasik mantıktan başlayalım. Eğmeyelim, bükmeyelim. Adına ne kodlama
ne de STEM diyelim. Akıl yürütmenin ilkelerini fark etmeden, fark ettirmeden olmayacak bu işler. Billahi de olmayacak. Anadilimizi, matematiği ve mantığı
doğru düzgün çocuklarımıza fark ettiremezsek daha çooook model değiştiririz. Söylemesi benden.
Bana
eskilerle, klasiklerle gelin. Sembolikten başlayalım. 1 diyelim 0 diyelim. İki
doğru önermeyi önce tümel evetleyelim, olmadı iki yanlış değeri tikel evetleyelim.
Arada bir, ise (if) eklemi ile bir döngü kuralım. Gerekirse çelişkiler
oluşturalım; gülelim çelişkilerimize. Özdeşelim; öğrenelim. Ama ilkin, şu eğitime
zorla giydirdiğimiz moda sözcükleri çıkaralım.
1- Anadili doğru düzgün
kullanmadan doğru düşünemeyiz, akıl yürütemeyiz, problem çözemeyiz. Proje
hiç yapamayız. Mesele algoritmalarla düşünebilmek ne kodlama, ne stem.
2-Sporla bedeni geliştirmeyen, sanatla ruhu yoğurmayan, doğanın matematiğini-mantığını ve bilimi-felsefeyi fark ettiremeyen hiç bir eğitim sistemi savunulamaz. Ben savunmam en azından.
